Kara Çarşamba olarak bilinen 2001 ekonomik krizi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik krizi olarak tarihe adını yazdırmıştır. Ülke içerisinde binlerce kişinin işsiz kalmasına, binlerce iş yerinin kapanmasına ve orta vadeli süreç içerisinde ülke durumunun ciddi anlamda değişmesi ile sonuçlanmıştır.
Yüksek faiz oranları, yurtiçi sermaye çıkışı ve politik iktidarsızlık başta olacak şekilde 1998 yılında yaşanan Rusya krizi ile birlikte 1999 yılında gerçekleşen Marmara Depremi bu krizin yaşanmasına başlıca sebep olan etkenlerdir. İşte, tarihe çok ciddi şekilde adını yazdırmayı başarmış o krizin nedenleri ve sonuçları;
Yurtiçi Sermaye Çıkışı
Yurtiçi sermaye çıkışları krizin başlıca sebepleri arasında yer almaktadır. Piyasa kontrolünün sağlanamaması ile birlikte yatırımcıların güveninin kaybolması ve panik ortamı oluşmuş oldu. Özellikle Kasım 2000 ve Eylül 2001 tarihleri arasında ülke içerisinden çok ciddi sermaye çıkışları gerçekleşmişti.
Yurtiçi Sermaye Çıkışı Sonuçları
Yatırımcıların yaşamış olduğu güven kaybı ve oluşan panik ortamı sebepleri ile yurt içerisinde hız kazanan ve ciddi oranda artış gösteren sermaye çıkışları sebebi ile Türkiye Cumhuriyeti genelinde bütçe açıkları finanse edilemedi. Bunun sonucunda ise şirketler teker teker battı.
Yüksek Faiz Oranları
Sürekli olarak artış gösteren faiz oranları krizin başlıca sebepleri arasında yer almakta olan bir diğer önemli sebeptir. Yatırımcıların paniğe kapılmış olması, sermaye çıkışları ve siyasi iktidarsızlık sebepleri ile faiz oranları ciddi oranda artış göstermiştir.
Yüksek Faiz Oranları Sonuçları
Yükselen faiz oranları sebebi ile bankacılık sisteminin kredi fonlama sorunları yaşaması, merkez bankasının yüksek faiz sebebi ile bütçe açıklarını finanse edememesi ve bankaların yüksek faiz oranları sebebi ile tahvillere yatırım yapıyor olması faiz oranlarının yükselmesine etki eden sebepler arasında yer almaktadır.
1998 Rusya Krizi ve 1999 Marmara Depremi
1998 Rusya krizi ve kısmi Doğu Asya krizi de yükselmekte olan ekonomilere sermaye akımlarının yavaşlaması sebep olduğu için Türkiye Cumhuriyeti ekonomisine olumsuz etki göstermiştir. Ayrıca, 1999 yılında gerçekleşen Marmara Depremi de ekonomiye ciddi oranda olumsuz etki yapmıştır.
1998 Rusya Krizi ve 1999 Marmara Depremi Sonuçları
Her ne kadar Doğu Asya krizi, Türkiye Cumhuriyeti ekonomisini ciddi anlamda etkilememiş olsa da 1998 yılında Rusya’da gerçekleşen kriz ülke ekonomisi için olumsuz etkilere sebep olmuştur. Bu tarihler içerisinde net sermaye akımının negatif yol izlemesi ve iç borçlanma faizlerinin artması, maliye politikasının büyüme hızında yavaşlama olmasına sebep olmuştur. 1999 yılında gerçekleşen deprem sonrasında ise dış kaynak kullanımı artması ve ekonominin de küçülmesi ile son bulmuştur.
Siyasi Kriz
Bu dönem içerisinde yaşanmakta olan siyasi iktidarsızlık 2001 krizinin en büyük sebepleri arasında yer almaktadır. Özellikle Şubat 2001 tarihinde gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sırasında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yine dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e anayasa kitapçığını fırlatması ile buna karşılık olarak sonrasında dönemin Başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın bu sefer anayasa kitapçığını Cumhurbaşkanı Sezer’e fırlatması sonucunda aylar öncesinden sinyalleri verilen krizi tetiklemişti.
Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sırasında dönemin Cumhurbaşkanı Sezer ve dönemin başbakanı Bülent Ecevit arasında gerçekleşen gerginlik bir süre sonra söz düellosuna dönüşmüştü. Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından verilen talimat ile Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumunu incelemekteydi. Ecevit, yapılan bu incelemenin rahatsızlığını belirtmiş ve bunun üzerine ise Sezer anayasa tarafından doğan hakkı kullandığını ifade etmişti. Buna bağlı olarak ise Ecevit yasaları bilmemek ile eleştirilmişti. Bu gelişmelerin üzerine tartışma içerisine dahil olan Başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan, ‘’O anayasa’yı bir de biz görelim’’ ifadelerini kullanmış ve bu sözlerin üzerine de Cumhurbaşkanı Sezer, anayasa kitapçığını Özkan ve Ecevit’in masasına fırlatmıştı. Özkan ise aynı şekilde karşılık göstermiş ve anayasa kitapçığını Sezer’e fırlatmıştı.
Siyasi Kriz Sonuçları
Yaşanmış olan bu siyasi gerginlik sonrasında piyasalar yani ülke ekonomisi altüst olmuştur. Borsa, tarihi bir düşüş ile %15 değer kaybetmiş ve 25 Şubat 2021 tarihinde ise gecelik faiz oranı %7500 oranına kadar yükselmişti. Piyasa kontrol edilemez bir hal alırken kamu bankaları ise buna bağlı olarak çok büyük açıklar veriyordu. Bu olayların gerçekleşmesi sonrasında ise hükümet piyasaları kontrol edebilmek adına dalgalı kur rejimi uygulamaya geçmiştir. Bu karar sonucunda Amerika doları 695.000 liradan 900.000 liraya yükselmişti. Vatandaşı etkileyen bu kriz eş zamanlı olarak yatırımcıları da etkilemiş ve bunun sonucunda da ülke içerisinden sermaye çıkışı hızlanmıştı.
Şirketlerin Batması
Bütçe açıklarının hiçbir şekilde finanse edilememesi sonucunda reel sektör içerisinde şirketlerin batması ve milyonlarca kişinin işsiz kalması gibi sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştı. İşsizlik oranının tavan noktaya ulaştığı ekonomide esnaflar kepenk kapatmış ve protestolar yapmaya başlamıştı.
Bu protestolar içerisinde ise tarihe kazınan olay bir esnaf tarafından dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e yazarkasa fırlatmıştı. Bu olay ayrıca krizin simgesi olarak da bilinmektedir.
Şirketlerin Batması Sonuçları
Ocak ve Eylül ayları içerisinde 14540 şirketin batması ile birlikte işsizliğin tavan yapması hane halkının darboğaza sokulmasına sebep olmuştur. Tüm ülke genelinde azalmakta olan tüketim harcamaları şirketlerin üretimi azaltmasının yanı sıra personel sayısının da azalmasına sebep olmuştu. Bu durum ise mevcut işsizliğin daha fazla artmasını tetiklemişti.