FED toplantısı ve TCMB toplantısı yeni haftanın takip edilmesi gereken önemli iki ekonomik gelişmesi olacak. 17 Mart 2021 Çarşamba günü Türkiye saati ile 21:00’da FED tarafından faiz kararı açıklanacak ve bu karar açıklamasından 30 dakika sonra ise FED Başkanı Powell konuşma yapacak. Pandemi sebebi ile tam bir yıl önce faiz indirimi gerçekleştiren ve genişlemeci para politikası uygulayan FED’in bu toplantısında da faiz oranları ve varlık alımları ile ilgili bir değişiklik yapmaması bekleniyor.
Toplantıda Neler Takip Edilecek?
Çarşamba günü gerçekleşecek toplantının en önemli başlığı 1.9 trilyon dolarlık teşvik paketinin istihdam piyasası üzerinde oluşturacağı etkiler olacak. Beklenti, öngörü ve tahminlerin paylaşılması bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri tarafında enflasyon rakamlarında hızlı bir artış gerçekleşmemiş olsa da piyasalardaki beklentiler gittikçe artmaya başlamış durumda ve tahvil faizleri bu beklentileri en güzel şekilde gösteriyor.
Powell özellikle tahvil faizleri hakkında daha önce konuşma yapmış olsa da piyasa bu sözlere pek güven gösteremedi ve son üç haftalık süreç içerisinde oynaklık zirve noktaya ulaştı. Bu toplantıda Powell tarafından daha güvenilir açıklamaların yapılması durumunda ise piyasanın güveninde artış gözlemlenebilir. Ayrıca, bu toplantıda takip edilmesi gereken bir diğer önemli detay ise FED’in yüksek enflasyona karşı önlem alıp almadığı olacak. Bu sebepledir ki varlık alımı için yapılan düzenleme ve değişimler yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilecek ve bu önlemlerin cevabı olma niteliğine sahip olacak.
Türkiye cephesinde ise 18 Mart 2021 Perşembe günü Türkiye saati ile 14:00’da TCMB, Para Politikası Kararını açıklayacak. En son Aralık ayında yapılan toplantıda 200 baz puan faiz artırımı gerçekleşmiş son iki toplantıda ise politika faizi sabit tutulmuştu. 18 Mart 2021 Perşembe günü yapılacak toplantıda ise 100 baz puan faiz artırımı yapılması bekleniyor.
Neden TCMB Faiz Artırmalı? Beklentiler Neden Böyle?
2021 yılının Ocak ayında açıklanan enflasyon oranı %14.97 olmuş ve Şubat ayı enflasyon oranı ise %15.61’e yükselmişti. Bu yükseliş döviz kurlarında da hareketliliğin olmasına sebep olmuştu. Amerikan Doları yükselişi ile etkilenmesi beklenen TÜFE ve ÜFE verileri sonrasında enflasyon oranında da yeniden artış gözlemlenmesi kaçınılmazdır. Güncel seviyelere bakıldığı zaman başa baş olarak seyreden enflasyon ve faiz dengesinin gelecek ay enflasyon verilerinden etkilenerek negatife dönmemesi için merkez bankasının bu ay 100 baz puan faiz arttırması gerektiği öngörülmektedir. Sıkı para politikası uygulaması gerçekleştiren merkez bankasının faiz artışı yanı sıra sözlü yönlendirmeyi de güçlü şekilde kullanması bekleniyor.
Piyasa beklentilerinin üzerinde yapılacak bir faiz artırım kararı ilk tepki olarak Türk Lirası lehine olacaktır fakat piyasa beklentilerinin altında bir faiz artırımı yapılması durumunda veya artırım yapılmaması durumunda Türk Lirası üzerinde oluşan baskıların arttığını hissedeceğiz. Bu sebeple her iki ihtimalinde kur üzerinde volatiliteyi arttırması pek şaşırtıcı olmayacaktır.
